ALIN SİZE KOCAMAN BİR YALAN: ALGI SEÇİM KAZANDIRIR.
CHP den milletvekili Aday Adayı Olan Sibel: ” Kitleleri etkilemek ve yönlendirmek istiyorsanız ortaya kocaman bir yalan atın” demişti. Tüm seçim kampanyaları bu temel üzerine kurulu. Kirli pis siyasetleri Sosyal medya üzerinden alabildiğine sürmekte, algıları kapalı, önüne gelene inanan bir çok genci zehirlemektedir. Bu yalanlara kökü dışarıda olan Facebook, Twitter, Instagram vs gibi firmaların ortak olmasıyla ciddi anlamda yalan ve algı tavan yapmakta. Peki bu algı, yalan ve iftira siyaseti seçim kazandırır mı? Bu tartışma boyutuyla her ne kadar siyaset uzmanlarının işi olsa da, tüm ülkelerde seçimler bir başka sosyal medyaya hakim ülke tarafından manipüle edilmiştir.
Sosyal medya kullanımı gençler arasında oldukça yaygın olarak kullanılıyor olması bu algı avcıları için iyi bir fırsattır. Hele de, bir çok gencin bu sosyal medya ve sanal dünyanın etkisinde kalarak, ülkesinin çıkarlarından habersiz, milli manevi değerlerden uzak yaşantıları onlar için uygun zemini oluşturmuştur. Sosyal medyaya özgü, özel seçim kampanyaları oluşturulmuş ve yeni iletişim kanalları devreye alınmıştır. Ülkenin parçalanması, dağılması, zayıflatılması seçimlerin manipüle edilmesi için büyük bir çaba var. Dış ülkeler tarafından, sahte sosyal medya fenomenleri üzerinden ve mantar gibi her önüne gelene parti kurdurulduğu ve fonlandığı bir seçim dönemini yaşıyoruz. Bu alana devasa bütçeler ayrılmakta ve bu kanallardan iletişime en açık olan kitleyi gençler algılarla zehirlenmektedir. Gençlerin geleneksel medyadan uzak olmaları, her bireyin kendi sanal dünyasına hapsolmaları, durumu daha da içinden çıkılmaz hale getirmiştir.
Artık sosyalmedya yalanlarına doğruları anlatmaya yetişemiyoruz. Peki ülkenin kaderinin belirleneceği bu kritik seçim atmosferinde bunun önüne nasıl geçebiliriz? Her gün, her saat, her dakika, her saniye binlerce, milyonlarca yalanın, iftiranın, algının yapıldığı bu sosyal medya canavarlarından gençlerimizi nasıl kurtarabiliriz? Onların sorgulayan, araştıran, doğrular karşısında dik durabilen, kendilerine özgü kişiliklerinin oluşması için neler yapabiliriz? Toplum üzerinde etkin milli ve yerli kökleri olan siyasilerin bu konu üzerinde durmalarında yarar vardır. Aksi taktirde bu yalan ve algı operasyonu başarıya ulaşır, ülkenin geleceği bu algılara teslim olur. Nasıl ki, Osmanlının yıkılışına sebep olmuş o devrin basılı yazılı mecrası fitne ve fesatlarıyla koskoca imparatorluğu yönetilemez hale getirmiş ve parçalanmasına neden olmuşsa, günümüzde aynı tezgahın değişik versiyonu ile karşı karşıyayız.
Elbette ülkeye yapılan hizmetleri anlatmak, onları bu ülkenin insanlarının hizmetine sunmak önemlidir. Fakat siz ne yaparsanız yapın görmek istemeyen, bilmek istemeyen, algıları bu hizmetlere kapanmış insanlar için ayrıca farklı bir çalışma yapılmalıdır. Bu çalışma yine onların zehirlendiği mecrada olmalıdır. Bunun için onlar saniyede bin algı yapıyorsa bizimde saniyede beş bin on bin doğruları onların gözüne sokmamız gerekir. Günlük hayatın içinde, sanal hayatın içinde alnımız ak bir şekilde biz buradayız, sizin algı ve manipülasyonlarınızı bozarız dememiz lazım. Yoksa bu iş arkadaş, gurup toplantılarından iki resim bir selfi siyasetiyle olmaz. Gençler sizin kimi ziyaret ettiğiniz, kiminle fotoğraf karesine girdiğinizle ilgilenmiyorlar. Bu davaya dadanmışları tarihin çöplüğüne atıp, gerçekten bu davayı sırtlanacak gençleri bulup onlara teslim etmenin zamanı geldi ve geçiyor.
Hani Ustad Necip Fazıl diyor ya gençliğe hitabesinde; “Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik... "zaman bendedir ve mekân bana emanettir! " şuurunda bir gençlik... gökleri çökertecek ve yeni kurbağa diliyle bütün "dikey"leri "yatay" hale getirecek bir nida kopararak "mukaddes emaneti ne yaptınız? " diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik... dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik...”
Evet tarihimiz boyunca bunca başımıza gelen felaketlerden sonra, bunca acı, zülüm gözyaşından sonra iç vicdanımıza soralım böyle bir gençlik yetiştirdik mi? Teknofest gençliğimizin sayısı ne durumda. Bu seçimde onların oluşturduğu koca koca yalanlar mı kazanacak, yoksa bu millet yeniden bir 15 temmuz destanı daha yazabilecek mi? Bütün mesele bu olsa gerek.
Turan ASLANTÜRK