SEN BU ÜLKEDE HİÇ ÖLMÜYORSUN..!
Bu ülkede hiç ölmüyorsun. Devlete isyan et. Terör örgütü kur, ülkenin başına kırk yıl elli yıl türlü türlü belalar aç sen yine de ölmüyorsun. Karakollar bas, çiçeği burnunda Mehmetçikleri şehit et, köyleri yağmala, koyunları keçileri, hayvanları kaçır, o kaçırdıklarını en vahşi hayvanlardan daha vahşi bir şekilde katlet, telef et ama sen yine de ölmüyorsun bu ülkede. Ülkenin insanlarına yol yapan, okul yapan, köprü yapan şantiyeleri bas, işçileri öldür, araçları yak yık fakat sen yine ölmüyorsun. Hatta anne karnındaki bebekleri anneleriyle birlikte kurşuna diz, masum köylüleri korucuları elektrik tellerine as yine de sen bu ülkede ölmüyorsun, ölmüyorsun işte… Bütün bu hainliğine alçaklığına karşın devlet seni ödüllendirir gibi sana özel ada tahsis ediyor, seni sen kendiliğinden ölünceye kadar o adada krallar gibi bakıyor besliyor, sana aman bir şey olmasın diye seni koruması için asker, kolluk kuvveti tahsis ediyor.
Peki, senin yerine kim ölüyor beyim? Senin nifak tohumlarını ektiğin binlerce yıllık et tırnak misali iç içe geçmiş Türk ve Kürt kardeşliğimiz ölüyor. Senin umurunda mı Türk ve Kürt gençleri, onların gelecek hayalleri, bu ülke için yazdıkları geleceğe dair şiirleri, resimleri, umutları? Nice zehrini akıttığın kürt kardeşim dağlarda mağaralarda senin saçma sapan hayallerin, türlü türlü entrikaların yüzünden ölüyor. Allah kerim bununda sonu gelir bir gün. Ülkede bir baba yiğit çıkar idam kararını getirir. O gün sende ölümle tanışırsın. O güne kadar o adanın keyfini sürdür bebek katili.
Bu ülkede dedim ya hiç ölmüyorsun. Sen ülkenin can damarından gir. İnsanları kalbinden vur. İnsanlara onlar gibi yaklaş, onların inançlarını sömür, yardım duygularını sömür, Camii kürsülerinden sayla sümük ağla sızla ama insanları kandır, ellerinde din iman adına ne varsa hepsini ifsat et. Bozguna uğrat. Bu ülkenin en zeki gençlerini kendi hain emellerin için devşir. Onları celladına âşık birer mankurt et, ama sen yine de ölmüyorsun. Senin yularını tutan efendilerinin yanına yerleşiyorsun orada büyük büyük saraylarda yaşıyorsun. Onların emirleri doğrultusunda ülkene ihanet ediyorsun, ülkede seçilmiş hükümete karşı darbeye kalkışıyorsun ama sen yine de ölmüyorsun. Bu vatan evlatları senin zehirlediğin mankurtlarını bir gecede yüzlerce şehit, binlerce gazi vererek cehennemin dibine gönderiyor lakin sen yine de ölmüyorsun. O okyanus ötesinden gebermeye yüz tutmuş halinle hala fırsat kolluyorsun, hala ihanet peşindesin. Sende bu ülkeye gelsen ne yazık ki yine ölmeyeceksin
Senin yerine kim ölüyor biliyor musun? Senin zehirlediğin dini değerlerimiz, Yardım severlik duygularımız, hayırseverliklerimiz, bir gariban öğrencinin elinden tutma, bir fakir fukaranın kapısını çalma, yetim bir kız çocuğunun yanağını okşama duygumuz ölüyor. Senin yüzünden milli manevi değerlerimiz silikleşti, önemsizleşti, körleşti, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Sen ölmüyorsun ama ülkemizdeki senin zehrin sayesinde insanlık ölüyor. Bir gün bir yiğit çıkar sen ölmeden seni alır getirir idam sehpasında sallandırır. Senin ilerlemiş yaşın başın o gün seni kurtaramayacak bilesin.
Ne yazık ki sizlerde bu ülkede ölmüyorsunuz? Kamyon kamyon üstüne, tırlar dolusu, gemilerle bu ülkeye dört bir köşesinden her türlü zehirleri, uyuşturucuları, çeşit çeşit, renk renk hapları vs. getiren zehir tacirleri sizlerde bu ülke de ölmüyorsunuz. Devlet size de bakıyor besliyor. Sizin en fazla mallarınıza el koyuyor, yakıyor yok ediyor devlet. Yine size bir şey olmuyor. Siz de yakalansanız bile içerde, ekmek devletten, su devletten yaşayıp gidiyorsunuz. Sizin yerinize o körpecik uyuşturucuya haplara alıştırdığınız gençler ölüyor. Hayatları kararıyor ama sizin hayatınız hep aydınlık kararmıyor hiç.
Size de ölüm yok bu ülkede ne yazık ki. On altı yıllık kiracısını küçücük çocuklarının gözleri önünde vahşice katleden ev sahibi kılıklı cani, Anlaşamadığı eşini öldürmek için öz kızının arabasına GPS taktırıp yolda öz kızını öldüren katil müsveddesi, Masum savunmasız kızları kadınları zevk için katleden kişiliksiz vahşi yaratıklar, Diyarbakırlı garip Ramazan hocanın alçak katili sana da bu ülkede ölüm yok. Gecenin soğuğunda seni üşümeyesin diye taksisine alan iyilik timsali taksicinin katili sana da ölüm yok. Sende ölmüyorsun. Sizin de yerinize iyilik duygularımız, toplumsal ahlakımız, yardımlaşma hasletlerimiz, aile bağlarımız hepsi birbir ölüyor. Bir gün bir yiğit çıkar tüm bunlara bir dur der. Adalet yerini bulur. Ölmesi gerekenler ölür. Devlet yeniden hak edene hak ettiğini verir. O gün yakındır. Tüm Vatan hainleri, tüm uyuşturucu baronları, tüm toplumun sinir uçlarına dokunan, toplumun tüm değer yargılarına savaş açanlar, ihanet edenler hak ettiğiniz o sehpa sizler için kurulur. Allahtan dileğimiz bu işin bir an önce olmasıdır. Sizi, ne o sıkışınca Avrupa’ya sığınmanız, ne de Avrupalılar ne der diye bizimkilerin hoşgörülü davranması, ne ABD ‘si ne bir başkası asla ve asla kurtaramayacak. Bu adaletsizlik böyle sürüp gidemez. Giderse gök kubbenin başımıza yıkılması an meselesidir.