Pasifizm kapitalist sermayeyi terbiye etmenin en güzel yoludur. Toplum bu bilince ulaştığında sermaye toplumu kazıklayamaz, zam üstüne zam yapamaz, yılda yüzde yüzleri geçen kazançlara ulaşamaz çoğu paldır kültür yıkılır gider.

ANARŞİST OLMA, PASİVİST OL…

Anarşinin doruk noktası pasifisizm'dir.

Nasıl mı diyeceksiniz?

Anarşi genelde düzene tepki olarak dile getirilir. Anarşist bir metotla ortaya çıktınız yaktınız yıktınız bir sürü gürültü çıkardınız. Ne olur?

Hiç! Birçok hatır gönül kırıklığı! Korku endişe! Arkasından sermaye para kazanır. Çünkü sermaye her zaman hareketten para kazanır. Yaktığınız yıktığınız yerleri yapar. Kırdıklarınızı tamir eder. Pislediğiniz caddeleri, sokakları, meydanları temizler. Velhasıl anarşizme karşı düzen mücadele ederken korkunç bir şekilde para kazanır.

Ancak anarşinin doruk noktası olan pasifizm'e ulaştığınızda sermaye para kazanamaz. Nasıl?

Pazisifizm anarşinin tersine toplumun hiç tepki vermeyip köşesine çekilmesi, alışveriş durdurması, eğlence merkezlerinden, sokaklardan, caddeler, meydanlardan çekilmesidir.

İşi olan sessiz sedasız işine gelir gider. Tatil günleri kimse dışarıya çıkmaz evde ailesiyle geçinir. İhtiyaçlarının dışında hiçbir şey almaz.

Şuna emin olun yiyecek içecek dışında bu toplumu beyaz eşya, tekstil, ayakkabı ve diğer ihtiyaç maddeleri konusunda en az bir iki yıl yetecek stokları vardır. Evleri sanki sermayenin tekstil, beyaz eşya, elektrik elektronik ve ayakkabı sanayinin stok depolarıdır.

Pasifizm olarak toplum ortaya çıktığında yaşam için gerekli olan en az ihtiyaç maddelerini aldığında sermayenin günlük hasılatı bir anda yüzde onlara düşer. Kahvehaneler, sinemalar, eğlence merkezleri, turistik bölgeler, barlar, pavyonlar kapanır. Kimse iş yapamaz hale gelir.

Bu nedenle pasifizm kapitalist sermayeyi terbiye etmenin en güzel yoludur. Toplum bu bilince ulaştığında sermaye toplumu kazıklayamaz, zam üstüne zam yapamaz, yılda yüzde yüzleri geçen kazançlara ulaşamaz çoğu paldır kültür yıkılır gider.

O nedenle sermaye anarşiyi destekler. Dünyanın her yerinde terörü destekler. Savaş sanayini destekler. Çünkü bir yandan silah satar, diğer yandan tahribatı yaparak para kazanır. Hele savaşlarda korkunç paralar kazanır.

Hindistan’ın ünlü lideri Mahatma Gandi üç cümle üzerine pasifizm’i formüle etti. İngilizlere çalışmayın! İngilizlere mal satmayın! İngilizlerden mal almayın! Hintliler Gand’iyi dinledi İngilizlere mal satma, onlardan mal almadı, İngilizlerin şirketlerinde evlerinde çalışmadı. Böylece yüzlerce yıldır Hindistan’ı yöneten ve sömüren İngiltere ne yapacağını şaşırdı. Hintlilerin ellerinden mallarını zorla almaya kalksa da kimseye zorla mal satamadı. Kimseyi zorla çalıştıramadı. Sonuçta İngiltere Hindistan’dan tasını tarağını toplayıp gitti.

Gandi’nin politikası anarşi değildi. Hintliler sokaklara çıkmadılar, grevler yapmadılar, meydanları doldurmadılar. İngiliz askerlerinin üzerine saldırmadılar. Terör faaliyeti yapıp toplumsal kargaşa çıkarmadılar. Gandi’ye inananlar asıl bunları yapacak olanları engelledi ve hiçbir şekilde izin vermediler. Yani İngiliz yönetiminin eline koz vermediler.

Bugün ülkeyi kapitalizm satın alıyor. Halkın sırtından korkunç paralar kazanıyor. Neden? Çünkü halk bilinçsiz bir alışveriş çılgınlığı yaşıyor. Sermaye bunun oluşması için elinden gelen gayreti gösteriyor. Filmleriyle, dizileriyle, reklam araçlarıyla insanların aklını alıyor. Evinde en az gömleği olan gidip beş gömlek daha alıyor. Evinde bir çuval çorabı bulunan gidip on veya yirmi çorap daha alıyor. Evinde kahve yapmaya üşenen halk gidip kahveyi seksen liraya içiyor. Halbuki seksen liralık kahveyi alıp evinde içse hem daha kaliteli hem en az elli tane kahve içecek.

Kapitalizm gösteriş ve alışveriş çılgınlığını iyi yönetiyor. Bu nedenle iyi kazanıyor. Ancak halk pasifizm bilincine ulaşsa kulakları kapitalizme tıkalı, gözleri kör olacak. Dolasıyla kapitalizm tarafından kullanılmayacak.

Şöyle düşünün pasifizm metodu ile halkın seçim çalışmalarında biz yalancıları dinlemek istemiyoruz diye mitinglere katılmadığını, seçim günü sandıklara gidip oy vermediklerini düşünün. Sadece politikacılara karşı kör sağır dilsiz oldular. Düzen ne yapar?

Sandığa gidip vekil tayin ediyoruz diye kandırılan halk sandığa gidip vekil tayin etmeyeceğiz deyip yönetimi ele geçiremez mi? Vekillere haydi işinize biz kendimiz yöneteceğiz diyemez mi? Seçtiğimiz vekillerin kölesi olmaya niyetimiz yok diyemez mi? Bu nedenle pasif bir boykot uygulayamaz mı?