3000 yıllık Türk devlet aklının Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın dış politikalarına ve askeri stratejik kararlarına etkisi olmadığını akıl edememek Aptallıktır.
Türkiye-İsrail Savaşı ilk cephe de başladı!
Türkiye-İsrail Savaşı, gayri resmi olarak Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan açıklaması ile ilk cephe olan sosyal medyada başladı.
Önce Cumhuriyet tarihinde ki ilk kapalı oturum, sonra Bahçeli’nin DEM çıkışları ve ülkemizin en üst kademesinde olan en yetkili kişi Cumhurbaşkanımız birkaç hafta önce İsrail'in hedefinde bizim olduğumuzu açıklaması tesadüf değil.
Cumhurbaşkanımızın açıklamalarından hemen sonra sol ağırlıklı muhalif kesim şiddetle reddedip, Cumhurbaşkanımız böyle konuşarak ülkemizi küçük düşürdüğü, korktuğu konusunda algı operasyonlarına başlamışlardı.
Akabinde de Türkiye’nin savaşacak bütçesi yok algısı oluşması için, kredi kartlarından alınacağı söylenen savunma katkı payı haberleri servis edildi ki bir savaş durumunda canını vermeye esirgemeyen Türk halkı 750tl’yi mevzu bahis bile etmeyecekken, yine sosyal medya gazlarıyla karşı cepheler oluşturulmaya başlandı.
3000 yıllık Türk devlet aklının varlığından bi haber olan, inanmayan, bilip de hafife alan muhalif sol kesim, Ülkemizi bölüp, Büyük İsrail Devletini kurmaya and içmiş Siyonist Emperyalist düşmanlarımızın Atatürkçü, Türkçü kisvesi altında ki sosyal medya ve yayıncı kuruluşlarının psikolojik harekatlarına maruz kalarak, kendi hükümetine güvenmeyip, düşmanlık ederek, cephede ilk kurşunu yiyenler oluyor.
Nedir bu İsrail’in amacı, nedir bu Arz-ı Mevud?
Artık herkesin bildiği gibi Yahudi inancına göre Allah'ın Hz. İbrâhim'e ve onun soyundan gelenlere vermeyi vaad ettiği yer için kullanılan terimdir.
Arz-ı Mevud çerçevesinde Yahudilerin "tahrif edilmiş" kutsal kitabı olan Tevrat'da Hz. İbrahim ve onun soyu ile ilişkilendirilen mekânlardan birisi de Urfa özellikle Harran'dır. Yani Fırat nehri ile Nil Nehri arasında kalan yeri kapsar ki, İsrail'in bayrağındaki iki uzun mavi çizgi bu iki nehiri sembolize eder.
İsrail'in Gazze'de başlattığı bu vahşetin Lübnan'a, Suriye'ye sıçramasından sonra İran ve bize geleceğini göremeyenler ya ahmaktır, yada sahtekardır.
3000 yıllık Türk devlet aklının Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dış politikalarına ve askeri stratejik kararlarına etkisi olmadığını akıl edememek Aptallıktır. Büyük devletler, dünkü yarın ki politikalarla yönetilmez, 100 yıl öncesini görüp, 100 yıl sonrasını planlar, günü geldiğinde de harekete geçerler.
Devletimiz savaşa hazırlanıyor, SAVAŞA. Artık günlük politikalarla, ideolojik kaygılı sözler içeren muhalif çıkışlar, ekonomik kaygılar, esprili komik olduğu düşünülen yalan iftira saldırgan sözler ve tüm bunları bir köşeye bırakmalısın TÜRK MİLLETİ…
Teşbihte kusur aranmaz diyerek, Düğün değil bayram değil Devlet Bahçeli bizi niye öptü? Diye soranlara cevap çok açık. Ne diyor Dede Korkut? · “Kahpe içerden olunca · Kapı kilit tutmaz oğul! · Halk içinde bozgunculuk yapan Haindir oğul!”….
Ordumuz ön cephede savaşırken, içerde iç karışıklıkların fitilini ateşleyebilecek olan ya da ordumuza arkadan saldıracak olan bizzat ABD ve İsrail’in komuta ettiği PKK’yı düşünmek durumunda kalmaması için, Devlet Bahçeli Tüm dünyayı şahit tutabileceği ve kimsenin aksini iddia edemeyeceği ve tek kelime söyleyemeyeceği şekilde PKK’nın fişinin sonsuza kadar çekilebilmesi için çok akıllıca bir strateji ile Abdullah Öcalan’a TBMM’den “örgütümü tasfiye ediyorum. Artık PKK silah bırakmış ve lav edilmiştir.” Demesi için çağrıda bulundu.
Siyonist, emperyalist güç odaklarının elinde olan, sosyal medyamız ve bazı basın kuruluşları, Atatürk görselleri, gençliğe hitabeler vb. Atatürk kisvesi ile sanki Devlet Bahçeli ülkesine, şehitlerimize, vatana ihanet etmiş gibi bir algı operasyonu yürüterek Kemalist, Atatürkçü hassasiyeti olan herkesi etkilemeyi başardılar.
Devlet Bahçeli’nin terörist başına örgütün idam fermanını açıklaması için ettiği daveti ilk Kandil şiddetle reddetti, sonra bizim Sol kesim. Hal bu ki, tabiri caizse bu davet Öcalan’ın TBMM’de kendi ve örgütünün idam fermanını açıklamasıdır. Bunu istemeyenler, bu daveti hainlik olarak lanse eden aynı sol kesim birkaç ay önce Abdullah Öcalan’ın heykelini dikeceğiz diyen Selahattin Demirtaş’a özgürlük diye bağırıyorlardı ve bağırttırılıyorlardı.
Sayın Devlet Bahçeli’nin, Cumhurbaşkanımızın, Cumhur ittifakının gaflet ve delalet, hatta hıyanet içinde olduğunu iddia edenlerin, paylaşım yapanların içinde, düşmanlarımız tarafından sosyal medya ve görsel basın ile mankurtlaştırılmış, aldatılmış vatan evlatları, Türk gençleri vardır. Şimdi bu algılarla hareket edenler, en sonunda meselenin vatan olduğunu idrak ettiklerinde, Gazi Mustafa Kemal’in söylediği gibi “Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır” diyerek 1923 ruhunu kazanmaları kaçınılmazdır, çünkü muhtaç oldukları kudret damarlarında ki asil kanda mevcut olduğu bilincindedirler.
Emperyalist güçler, 7 düvel toplanıp bütün güçleriyle tüm imkansızlıklar ve yokluk içerisinde ki fakir Türk milletini yok etmeye and içtiğinde, nasıl Çanakkale’den 1915’de kovduysak, zamanı geldiğinde Amik ovasını da başlarına geçirebilecek bir millettir Türk devleti Evvel Allah.
Ülkemiz topraklarında gözü olup da Büyük İsrail devletini kurmak için Dedeağaç da bekleyen ABD ordusunu da, adalarda silahla bekleyen Yunan’da, Pusu da bekleyen Ermenistan da, ne yapacağı belli olmayan İran’da güneyden gelecek İsrail askeri de karşılarında Bu ezanlar ki şahâdetleri dinin temeli Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli düşüncesinde Allahuekber diyerek şehadete koşacak Peygamber ocağını ve Hz.Muhammed' in (SAV) Askerleri" anlamına gelen Mehmetçikleri bulacaktır….