Geçmiş hatalar üzerine yeni planlar yapılmaz. Bir kez daha geçmişi her ne yaşanırsa yaşansın tarihin çöp sepetinde bırakmalıyız.

AYARSIZ İŞLER

İnsan yaşamı ne yazık ki geçmişe doğru devam etmiyor. Planlar projeler hep ileriye doğru yapılmak zorundadır. İnsanların çoğunluğunun yaşamlarında ileriye dönük bir planlarının olmadığı ortadadır. Hayatlarını günübirlik sürdürmektedirler. Hal böyle olunca yaşam serüvenimizde geçmiş heybemiz pişmanlıklarla doludur. Bir ömür boyu içinde pişmanlıklarımızı biriktirdiğimiz heybemizle yaşamaya devam ederiz. Yaşantımızın geçmiş kısmında öyle ayarsız işlere bulaşmışızdır ki bu ayarsız işlerin kalıcı hasarlarını tamir etmek geleceğimizi ipotek altına alır.

Hayatımıza kaçıncı kez sil baştan yeniden başladığımızın sayısını bile hatırlamayız. Kendi kendimize ne sözler vermişizdir, artık bu hatayı bir daha asla ve katta yapmayacağız diye. Kim bilir kaç kez demişizdir bu da bana ders olsun diye. Peki ders olmuş mudur? Yaşantımıza geriye dönük ayna tuttuğumuzda aynı şartlar altında aynı davranışları yaparak aynı hatalı sonuçları aldığımız bir sürü pişmanlık görürüz. Kendi kendimize verdiğimiz kararlara yine kendimiz uymayız. O kararları kendi ellerimizle paramparça ederiz. Sonrasında, yine ders almayız, daha sonra tekrar pişman olur, tekrar kararlar alırız geleceğe dair. Hayatımız gelgitlerle doludur. Bu arada yine ayarsız, zamansız, düzensiz, plansız işler yapmaya devam eder dururuz.

Bu ayarsız işler, gelişi güzel spontane oluştuğu için sonuçları daima başarısızlıkla bitmektedir. İnsan hırs ve ihtiras sahibidir. Sürekli bir lokma ekmekten fazlasının peşinde, o işten bu işe zıplayıp durmuştur. Önceleri hedefi aç karnını doyurmak iken, sonraları üzerine giymek için, daha iyi ve daha kaliteli giysileri arzulamıştır. İyi yemek ve iyi giyinmek, bitmek tükenmek bilmeyen hırs ve ihtirasını sonlandırmamıştır. Hep daha fazlasını, daha daha fazlasını istemiştir. İnsan hak hukuk dinlemeden her türlü yöntemi kullanarak arabalar, katlar, yatlar, malikânelere sahip olmuş fakat bunlarında hiç biri insanı tatmin etmemiştir. İş artık rayından çıkmış insan hırs ve ihtirası diğer insanlar üzerinde güç kullanmaya, onları kendine modern köleler yapmaya varmıştır. Bu çağ ayarsız işler yapan insanların kölelere dönüştüğü planlı programlı hırs ve ihtiras içinde olan insanlara hizmet ettirildiği bir çağ.

Tüm insanlık bazen bir şarkıcının peşinden, bazen bir futbolcunun peşinden, bazen de bir sinema artistinin peşinden koşturtulurken sürekli ayarsız ve düzensiz işlerle meşgul edilir. Gündelik hayatlarımızda konuşma konularımız, ya bir sanatçı, ya bir futbol maçı, ya da içinden çıkamadığımız siyaset ve dini konuları teşkil eder. Son zamanlarda bizim başka konulara dönüp bakmamızı istemeyen efendilerimiz hepimizi para ile terbiye etmeye başladılar. Bize sürekli o karnımızı dahi doyurmakta zorlandığımız küçücük paralarla nasıl zengin olacağımızı anlatıp durdular. Bizde onların tavsiyelerine kulak kesilerek üç kuruş paramızı bir gün dolara, ertesi gün altına, bir başka gün borsaya, daha sonrasında faize bankaya derken bu sarmalın içinde bir sürü ayarsız işler yapar dururuz. Günün sonunda biz kazandık zannederiz ama asıl kazanan yine onlar olur. Bu kölelik böylece devam eder gider. Genelde tüm insanlık özelde ise bu güzel ülkemizin insanları dünyaya hükmeden birkaç ailenin kölelerine dönüşmüştür.

Peki, bu ayarsız işlerden kurtulabilir miyiz? Bunun bir yol ve yöntemi var mıdır? Her ne kadar insanlar için zor gibi görünse de elbette mümkündür. Öncelikle eğitim sisteminde köklü değişiklikler yapmak gerekir. Daha çocuklarımız anaokulunda iken kanaatkâr sahibi olmayı, yardımlaşmayı, paylaşmayı, ekip çalışmasını, planlı programlı yaşamayı, tasarruf yapmayı, saygıyı ve sevgiyi okuma yazma öğretmeden önce öğretmek lazım. Okuma yazmaya başladığında bu konular işlenmeli ve ilkokulda, ortaokulda, lisede üniversitede hep bu eğitim sürmelidir. Hani diyoruz ya yeni eğitim ve öğretim yılı başladı diye. Şu an ne yazık ki eğitim sistemimizde eğitim kısmı hiç yok. Sürekli öğretim kısmı ile ilgileniyoruz. Bu ülkenin çocuklarına yabancı ülkelerin dilleri öğretirken bu yabancı ülkelerin ülkemiz üzerindeki emellerini, düşüncelerini de anlatabilsek, onların bizim üzerimizdeki şeytani planlarından programlarından derslerimizde çocuklara bahsedebilsek, bu ayarsız işlere bir nebzede olsa nokta koyabiliriz.

Bu yüzden öncelikle kendimizden başlayarak hayatımızın geri kalan kısmı için iyi bir plan ve program yapmalı ve bir daha değişiklik yapmadan kararlı bir şekilde uygulamalıyız. Geçmiş hatalar üzerine yeni planlar yapılmaz. Bir kez daha geçmişi her ne yaşanırsa yaşansın tarihin çöp sepetinde bırakmalıyız. Hayat geçmişe doğru yaşanmaz, ileriye geleceğe doğru yaşanır. Bu yüzden her gün akşam yatmadan önce gelir gider muhasebesi yapmalıyız. Planımıza sadık olarak ilerliyor muyuz, kontrol etmeliyiz. İki günü eşit olan ziyandadır, düsturu hep aklımızda olmalıdır.